Sanat ve Bilimin Ortaklığı



Yazar: Zeynep Bozoğlu

Günümüzde bilim, insanlık tarihi boyunca, hiç olmadığı kadar önemsenmekte ve gündelik hayatın içinde kendisine yer bulabilmektedir. Doğada, insanda ve uzayda yaşanan gelişmeleri açıklaması ve tanımlamasının yanında, gündelik hayatı kolaylaştıran teknolojisi sayesinde bilim, artık bugünün insanı için vazgeçilmezdir. Bütün bu nesnel açıklamaların yanında sanat, bilimsel çabaların daha derin anlamını keşfetmek için güçlü bir araç olarak kullanılabilir. Bu gücü fark eden bilim insanları ve sanatçılar, artık günümüzde iş birliği yapmanın kendi alanlarında sağlayacağı verimi önemsiyor ve bu yönde gelişen ortaklaşma çabaları Dünya çapında kendisini daha sık gösteriyor. Bu tür iş birliklerinin çoğu temelde halkı bilim konusunda eğitmeyi amaçlıyor olsa da bilim insanları ve sanatçılar, yaratıcı ortaklıkların bilimi büyüleyici bir sanata dönüştürebileceğini kabul ediyorlar.

 

Virginia eyaletine bağlı İskenderiye’de olan ABD Ulusal Bilim Vakfı (National Science Foundation (NSF)), New York City’deki Simons Vakfı ve Londra’daki Wellcome gibi yüksek profilli fon sağlayıcıları, iklim değişikliği ve yapay zeka dahil olmak üzere çok çeşitli konularda sanat ve bilim projelerini desteklediler. Sanatçılar ve bilim insanları genellikle ayrı dünyalarda yaşarlar. Bu da onların potansiyel iş birlikçileri bulmalarını zorlaştırır. Bu nedenle herhangi bir ekip bir araya geldiğinde, anlamlı bir fikir alışverişinde bulunmak ve verimli bir ortaklık kurmak zaman alır.

 

Birleşik Krallık’taki Newcastle Üniversitesi’nde dermatoloji ve immünoloji alanında kıdemli araştırmacı ve Birleşik Krallık Hinxton’da bulunan Wellcome Sanger Enstitüsü’nde yardımcı öğretim üyesi olan Muzlifah Haniffa bilim ve sanat iş birliğini önemseyen bir bilim insanı.

 

Sanatsal bir geçmişi olmadığı halde Haniffa, deri hücreleri üzerine yaptığı araştırmaları dokunma, görme ve ses duyuları için erişilebilir kılarak, halk arasında yankı uyandırabilecek bir şeye dönüştürmekle ilgileniyor. Bu imajinasyon insanların ve özellikle sanatçıların doğaya bakış açılarına muhakkak ki katkı sunacaktır.

 

İnsan vücudundaki yaklaşık 30 trilyon hücreyi haritalama projesi olan İnsan Hücresi Atlası 18 ay sürecek olan bir proje. İnsan Hücresi Atlası projesi hem Cambridge yakınlarındaki Wellcome Sanger Enstitüsü’nde hem de üniversitelerde sanatçılar ve bilim insanları arasındaki iş birliğini teşvik etmek amacıyla başlatıldı. Ayrıca proje kapsamında, animasyonlar, hızlandırılmış bir film ve bu konuda sipariş edilen sanat eserleri gibi somut ürünler elde etmek hedeflenmektedir.

Video linki: https://developmentcellatlas.ncl.ac.uk/datasets/hca_liver/liver_fdg_movie/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir