Phia

Yava, Om-İrr, Bena Siyam, Yohuri, Ça, Yin-a, A-Lani, Dari Seum……..

Boze’nin bütün çalışmalarına bakıldığında eserlerini çok sıra dışı isimler ile adlandırdığı görülür. Durumun ilginç olmasıyla birlikte bir taraftan son derece merak uyandıran bir hal bu. Gelin Boze’ye kulak verip merakımızı giderelim.

”Titreşimler Doğanın, ama sesler benim…

Sesler başkasının, ama imgeler benim…

Sesler doğanın ya da zamanın, ama kelimeler benim…

Sesler tarihin veya toplumun, ama düşünceler benim…

Sesler hepimizin veya bizim, ama konuşmalar ve yazılar benim…

Sesler benim ve de bizim…

Kimave! Fai hine. İşa de jua binem guruvil nehime. Buyar deni lima, buyar. Fuan bila nadini.”

(Boze)

Çeşitli titreşimler salınabilir doğada ama bu titreşimleri sese dönüştüren benim/biziz. Bir çok ses ve görüntü ile karşılaşırız gün içinde, ama bunlardan çıkardığımız imgeler benim/bizim. Zamanın ya da doğanın seslerini kelimelere döken benim/biziz, konuşmalar ve yazılar benim/bizim. Hayatın bu çeşitliliğinin karşısında sanatın özerkliğine vurgu yapıyor Boze. Hem her şey ile ilişkili hem özerk bir alan. Hayatı ve doğayı onların imgeleri ve sesleri ile değil, başkasının kelime ve imgeleri ile değil, böylece bireyin kendi ses ve imgeleri ile tarihin akışına dahil etmenin önemine vurgu yapıyor.

Soldan sağa sırasıyla eser isimleri ‘YOHURİ’, ‘MİHA-RUHUU’, ‘A-LANİ’, ‘YİN-A’, ‘DARİ SEUM’.

Sanat, yaşamın yatay akışı içinde insan aklına dikey hareket olanağı sunması ile özgürlüğün kapılarını aralar. Böylece bu aralıktan sızarak yeniye hareket başlar. Yeni sesler, yeni imgeler, yeni kurgular, yeni hayatlar. Devinimi sağlayan ‘yeni’dir çünkü. Hareket her şeyi canlı kılandır.

Sanat; “yeni” olanın kaşifi

Sanat, aşina olduğumuz göstergelerin / biçimlerin / sembollerin, özel anlamlar ve içeriklerle bir araya getirilme eylemidir. Sanat, tanıdık olduğumuz formların soyutlanarak sıradışı ilişkilerle yorumlanması eylemidir. Sanat, bütünsel formasyon(tarihsel-toplumsal) içinde tek başına yer alan aykırı yapıyı belirleme ve gösterme hareketidir. Sanat, aynı zamanda, aykırıyapılar arasında ilişki kurma ve geliştirme konusunda örgütleyicidir. Sanat, aykırı yapılar arasında “bileşik gelişen” bir uyum ve “bileşik gelişen” bir anlam yaratma eylemidir. Sanat, göstergeleri veya sembolleri, dolaylı / ilişkisel anlam ve yorum aracılığıyla yeniden görme eylemidir.

Sanat yeni olanın keşfi ise, Boze, titreşimlerin yayıldığı yerlerdeki izlerini toplayarak kendi zihnindeki keşifleri gerçekleştiriyor böylece. bu adlandırmaların her biri birer keşif. bu keşiflerin her biri birer anlam. Bu anlamların her biri birer görme biçimi. Bu görme biçimlerinin her biri yeni bir kozmos. Boze o kozmosta keşfine devam ederek yaşıyor.