‘Topoloji Serisi’nden Bedenler….daha fazlası Phi-a Sanat Araştırmaları Merkezi’nde
“Felsefenin, sanatın ve fiziğin kullandığı ortak kavramlar olan ‘boşluk’, ‘varlık’, ‘zaman’, ritm ve bütünlük olguları çerçevesinde yorumlanıyor. ”
Topoloji Serisi’nde Boze’ye ilham veren varllık-boşluk-evren ilişkisidir. Varlığı ve evreni sorgularken yalnızca yatay düzlemdeki gerçekliği değil, aynı zamanda mikro, mezzo ve makro evrendeki gerçekliği bir bütün olarak ele alıp, kavramsallaştırarak kendi süzgecinden geçirip soyutlanmış başka bir gerçeklik ortaya koymaktadır. Bu fikirlerle figürleri kompoze ederken heterojen bir fon ile geometrik ve amorf gibi karşıt biçimleri kullanıp bu karşıtlıkları topolojik olarak ilişkilendirerek aralarında adeta bir akış sağlamaktadır. Böylece, her biçim kendi sınırına sahip olmakla birlikte, ortak renk kullanımı sayesinde hem kendi hem de bir diğer biçim olarak algılanıyor ve birbirleriyle ilişkilendirilecek şekilde kompoze ediliyor.
Bu fikirlerin Canvas üzerinde beden bulması yerine özellikle seramik malzeme kullanarak çalışılması kuşkusuz keyfi bir tercih değildir. Bu çalışmalar için seramiğin dokusu ve parlaklığının yanısıra amorf biçimleri şekillendirmede sunduğu olanakları nedeniyle tercih edilmiştir. Ancak mevcut seramik boyaları ile düşünülen boyama stili uygulanamayacağından, formulü Boze’ye ait olan ve 860°C’de pişen yeni bir boya geliştirmiştir. Tamamı seramik olan bu çalışmaların boyasının yanısıra boyama tekniği de bilinenlerin dışındadır.
Sanat felsefesinin insanlığın bilgi dağarcığı ile şekillendiği düşünülünce, insanlık olarak edinilen yeni bilgilerin de sanata ve sanat felsefesine eklemlenmesi kaçınılmazdır. Bu bakış açısı ile felsefenin, sanatın ve fiziğin kullandığı ortak kavramlar olan , ‘boşluk’, ‘varlık’, ‘zaman’, ritm ve bütünlük olguları çerçevesinde yeniden yorumlanıyor ve Boze’nin çalışmalarına hayat veriyor.
Foto Art- ‘Bileşik Tarih Serisi’ nden bedenler….daha fazlası Phi-a Sanat Araştırmaları Merkezi’nde
Bileşik Tarih Serisi Boze’nin doğa ile uyum sorgusunu sürdürdüğü ve fiilen doğada araştırmalar yaptığı çalışmalarının beden bulmuş halleridir. Boze, milyonlarca yıldır oluşan ve kendi tarihini yazan doğaya sadece fikirler ile dahil olup bütünleşileceğini savunur. Bileşik Tarih, doğanın tarihi ile bireyin varoluş tarihinin eksenlerinin kesişmesidir.
Elle Şekillendirilmiş Fikirler… ‘İçin-de’
Doğa için kadın-erkek, ‘o’ ya da ‘bu’ ideoloji, ulus, topluluk gibi ayrımlar söz konusu değildir. Ayrımlar yer yüzünü, canlıları, akılları, bedenleri, emekleri sömüren zihniyetin ürünüdür. Doğanın dengesinin ‘iç’ ve ‘dış’ın bileşik uyumundan ibaret olduğunu savunan Boze bu düşüncelerle yoğrulmuş ‘İçin-de’ isimli seramik formlar serisini şekillendirmiştir.
‘İçin-de Serisi‘nden
“Doğanın yapılanma hareketini izleyen, doğanın ‘varlık‘ını kabul eden, doğaya ‘varlık‘ı ile uyum gösteren, kozmosun ilişkiselliğinin bilincinde olan bedenler.”
‘Bilinç’ Varlıklar Serisi
Doğayı sömüren, doğayı soyutlayan, doğadan soyutlanan aklı reddeden bir ‘bakış’ ile…
Doğayı taklit eden, doğayı yansıtan, doğayı anlatan, doğayı yorumlayan aklı reddeden bir ‘düş’ ile…
Doğanın yapılanma hareketini izleyen, doğanın ‘varlık‘ını kabul eden, doğaya ‘varlık‘ı ile uyum gösteren, kozmosun ilişkiselliğinin bilincinde olan bedenler.
Bilinç Varlıklar Serisinde Boze adeta bir ütopya yaratmaktadır. Bu ütopyada salt bilinç ile ilişkilenen varlıkları, bireyleri ve toplumu bedenleştirmektedir.